Halsizlik Nedenleri ve Öneriler
1- Derin uykuda bizi rahatsız edenler
Gürültü stres yaşatır ve stres tansiyonu yükseltir. Sonuçta sürekli halsiz ve
uykulu oluruz. Bunun için size önerimiz, yatak odanızdan saat gibi ses çıkarabilecek
tüm eşyaları kaldırmanız olacaktır.
2- Kahve ve çay
6 fincandan sonrası zarar! Kafein uyarıcı etki yapar, yani beyne daha fazla
enerji emri verir. Günde 3 fincan kadar çay veya kahve içersek, bu canlandırıcı
özellikten iyi şekilde faydalanırız. Fakat miktar ikiye katlanırsa, kafein ve tein, vücudumuzdaki
demiri emer. Bu durumda beyin ve kalbe yeterli oranda oksijen gitmez. Sonuçta
kendimizi çok yorgun hissederiz.
3- Karbonhidrat uyku hapı etkisi yapar
Tüm karbonhidratlar, aç karnına yenildiği zaman ağırlık yapar. Siz siz olun, aç
karnına bu besinleri tüketmemeye özen gösterin.
4- Su eksilirse dikkatiniz de dağılır
Her gün yaklaşık 8 bardak su içmemiz gerekiyor, yoksa hissedilir bir biçimde
enerji boşluğuna düşeriz. En iyisi, her saat başı içine biraz limon suyu
sıkılmış bir bardak su içmektir.
5- Cep telefonu hipnozdan beter
20 dakikadan uzun telefon görüşmelerinin uyku hipnozu gibi bir etki yaptığı
ortaya çıktı. Dolayısıyla, uzun süreli ve sık olarak telefonla konuşmak bizi
yorar.
6- Duş alırken
Suyun sıcaklığı vücut sıcaklığının çok üzerindeyse bünyemiz uyku getiren
hormonları fazlasıyla salgılamaya başlar. Akşamları iyi uyumak için sıcakla,
sabahları enerji depolamak için ılık suyla yıkanın!
7- Bazı besinlere karşı dayanıksız olabilirsiniz
Her şeyi doğru yaptığınız halde zinde değilseniz, “çölyak” hastası
olabilirsiniz. Bu bünyenizin tahıl nişastalarını işleyememesi anlamına gelir.
Baş ağrısı ve yorgunluktan şikayet eden bu kişilerin buğday, arpa gibi tahıllardan uzak
durması gerekir.
8- Kola bünyeyi aside boğar
Az harekete bir de aşırı kola, çay
ve et tüketimi eklenirse, bünyede aşırı asit meydana gelir. Sonuçta da dolaşım
bozuklukları, migren, bağışıklık sisteminin zayıflaması gibi rahatsızlıklar
yaşanır.
9- Gürültü de yorar
Uzun süreli gürültüye maruz kalan insanların enerjisi tükeniyor. Bağıra çağıra
konuşan insanların arasında olmak bile insanı yormaya yetiyor.
10- Flüoresan ışığı kronik esnemeye neden olur
Flüoresan ışık, öğrenme ve konsantrasyon yetimizi yüzde 60 oranında düşürür.
Gün içinde saatlerce bu ışığa maruz kalan birinin bağışıklık sisteminin
zayıfladığı ispatlandı. Bu da kronik yorgunluğa neden olabilir.
11- Küften uzak durmalı
Bulunduğunuz ortam yeterince havalanmıyorsa küf oluşabilir. Bünye, küfe tıpkı
mikroplarda olduğu gibi karşılık verir, bununla mücadele eder. Bu da
açıklanamayan sürekli yorgunluğa neden olabilir.
http://www.mailce.com/halsizlik-nedenleri.html#ixzz1zWCHdxMT
Yorgunluk yerine göre çeşitli biçimlerde betimlenen bir durumdur. Halsizlik, isteksizlik ya da “içe kapanma”, coşku ya da ilgi kaybı, enerji ve girişkenliğin azalması, uyuşukluk, bitkinlik gibi sözcüklerle anlatılır. Yorgun insan genellikle güçsüzlük duyar ve dinlenmek ya da uyumak ister.Uzun süreli bedensel etkinliklerin ya da yoğun bir iş gününün sonunda insanın yorgunluk duyması doğaldır. Yoğun düşünsel zorlanmaları ve şiddetli heyecanları izleyen yorgunluklar da olağandır. Böyle durumlarda yorgunluğun nedeni belirli olduğundan insan genellikle hekime başvurma gereksinimi duymaz.Oysa uzun süreli, yani kronik yorgunluk hiçbir koşulda olağan bir durum değildir. Bazen gerçek bir organik rahatsızlığa bağlı olarak ortaya çıkar, ama genellikle ruhsal kökenlidir ya da en azından ruhsal etkenlerden kaynaklanır.Yorgunluk sürekliyse ve nedenleri saptanamıyorsa kesinlikle göz ardı edilmemesi gereken bir belirtidir. Bu durumda bir hekime başvurulmalıdır.Sinir sistemi astenisi Nevrasteni sözcüğü sinirsel yorgunluk an-lamına gelir. Tıpta bu terim bedensel hareket ve yorgunluklar-la ilişkisi olmayan “sinirsel” kökenli bedensel güçsüzlük için kullanılır. Nevrasteninin çok sayıda belirtisi vardır. Başlıca duyusal bozukluklar arasında artkafa bölgesinde baş ağrısı, rahatsız edici duyumlarla birlikte kırıklık, sinir ağrıları (nevralji), gürültülerden korkma, irkilme, baş dönmesi sayılabilir. Başlıca işlevsel bozukluklar sindirim zorluğu ve kabızlık, başlıca kalp-dolaşım sistemi bozuklukları ise düşük tansiyon, kalp ağrıları ve bilinç kaybıdır. Sinirsel-ruhsal bozukluklar arasında da ruhsal çöküntü, bellek ve dikkat zayıflığı, özellikle sabahları yorgun uyanma, irade kaybı (abuli), uykusuzluk ve cinsel etkinlikle ilgili bozukluklar yer alır. Bu kadar çok ve çeşitli belirtinin bir arada görülmesi tablonun iyice karışmasına yol açar. Dolayısıyla hastanın ailesi ve hekimi de çoğu kez ona gereken önemi vermez. Ailesi hastanın yakınmalarının düşsel olduğunu düşünür; hekim ise çoğu zaman en çok göze çarpan belirtileri tedavi etmekle yetinir. Yorgunluk başlı başına derin araştırmalar gerektiren bir belirti değildir. Ama dikkatle değerlendirilmeli ve izlenmelidir, çünkü bazen önemli hastalıkların belirtisi de olabilir.
Nevrasteni Hastalarına Nasıl Yaklaşılmalı? İlk akla gelen genellikle hastaya kesin dinlenme önermektir, ama bu öneri yanlıştır. Dinlenme sırasında hastanın düş gücü daha kolay çalışır; hastalık hastalığına kapılma, kendine dönük çözümlemeler yapma, takıntılarla uğraşma, aşın kendini dinleme ve umutsuzluğa düşme olasılığı artar. Oysa fazla yorucu olmayan uğraşlar her zaman olumlu etki gösterir. Hafif jimnastik ve spor yapmak, kısa ve rahat yolculuklara çıkmak çok yararlı olabilir.Nevrasteni genellikle “düşsel bir hastalık” olarak değerlendirilir; ama aslında hastanın gerçek sıkıntıları, acılan, rahatsızlık ve ağrı verici duyumları vardır. Hiçbir şeyi olmadığını, çalışması gereken bir korkak olduğunu, her şeyi abarttığını söylemek ikinci kez büyük bir yanlış yapmaktır.Nevrasteni hastası tedavi edilmelidir. Hastalığı ortaya çıkaran ruhsal nedenlerin, bunaltı ve güvensizliğin ortadan kalkması için psikoterapi gereklidir. Bunun yam sıra bazı yatıştırıcı, çöküntü giderici (antidepresif) ve güçlendirici ilaçlar da verilebilir
http://www.saglik.im/yorgunluk/