Sevelim sevilelim dünya kimseye kalmaz.

Bizi zem eyleyene rahmet eyle.

MUHABBETTEN MUHAMMED OLDU HÂSIL, MUHAMMEDSİZ MUHABBETTEN NE HASIL?

İSLAMIN LİDERİ YİNE TÜRKİYE OLACAK. BUGÜNKÜ MÜSLÜMANA BAKARSAN OLMAZ GÖRÜNÜR AMMA OLACAK BENİM SULTANIM.
                                                                                                                                                             MUSA BAŞTÜRK (DEDE PAŞA HZ.)             

 ‘’Yakın tarihte İslami bir hâkimiyet olacak, tüm yeryüzü İslam’a dönecek ve İslam’ın başkenti Türkiye olacak, bu topraklar olacak, reisi burası olacak.’’ Abdurrahim Reyhan Hz.


TASAVVUF
Yunus Emre derki,
Gel ey gardaş Hakk’ı bulayım dersen
Bir kâmil Mürşide varmazsan olmaz
Resul’ün cemalin göreyim dersen
Bir kâmil Mürşide varmazsan olmaz
Altın Hesaplama

Kabız hali

Zahiri şeriatımız, “Emri bil maruf ve nehyi anil münker[19]”

Kitap ve sünnetten ayrılmayalım, zahiri şeriatımız budur. Şeriattaki hedefimiz budur. Kitaptan sünnetten ayrılmayalım zahirde böyle.

Ama rabıtadan da ayrılmayalım. Rabıtayı da kalbimizde besleyelim onu unutmayalım.

Olur canım bazen unuturuz, bazı dalgın oluruz. Mesela şuğuldan dolayı unuturuz. Ama mümkün değildir ki, eğer sen rabıtana inandıysan Evliyaullahın velayet parmağı gelir, unuttuğun zaman seni dürter uyandırır. 

Bu öyle bir şey ki gelir bir sinek konar, parmağın bir yere sıkışır, veyahut da mesela ayağın bir yere takılır, yani bir şey olur. Bunlar o dalgınlığın içersinde  Evliyaullahın manevi parmağıdır. Dürtüyor uyan, niye unuttun, diyor.

Fakat o ayılmanda bir nedamet duyman gerekir. Bir pişmanlık bir üzüntü duyman lazım ki onu (gafleti) küçültesin onu azaltasın.

Hani bir insan bir işten pişmanlık görmezse, onu yine işler.  İşlemiş bir şey, fakat ondan pişmanlık nedamet duyarsa onu bir daha işlemez

Yani nedamet, pişmanlık işlememek demektir.

Ama pişmanlık duymuyorsa yine işleyecek işte burada da bizim gafleti azaltmamız için cihad yapacaksın.

 

Bak; insanlarda kabız hali var, basıt hali var.

Müride kabız hali de rabıtadan geliyor, basıt hali de rabıtadan geliyor.

Aslında kabız hali niye oluyor; çünkü Evliyaullah nefsin yularını azıcık uzatıyor, çünkü evliyaullah nefsi bağlamıştır tuzağa düşürmüştür. O nefsin azıcık bağını çözünce, o hareket edince, o zaman sende kabız hali meydana geliyor.

Ama niye bunu böyle yapıyor?

Çünkü cihad yapacaksın. Bunda bir  üzüntün olacak, bunda bir sıkıntın, bunda bir nedametin, bunaltın olacak.

Bundan dolayı Allah’a yalvaracaksın, bundan dolayı anasırı zıddiyetin değişecek. Çünkü bak, dabak derileri var ya,

Salih Babanın ifadesi bunu anlatıyor;

Kakıyıp döğerse artır hubbunu         

Sevdiği deriyi çok çiğner debbâğ

Hoş meşayih müride tokat vurmuyor ama ona meşakkat veriyor.

Niye veriyor?

Onun nefsini öyle terbiye edecek. O meşakkatleri ona nefsinin terbiyesi için veriyor.

Kakıyıp döğerse artır hubbunu         

Yani günleri içerisinde nereden bir üzüntüsü oluyorsa, nereden bir sıkıntısı oluyorsa bu meşayihten geliyor.

Rabıta sahibine bu, rabıtasından geliyor. Niye veriyor bunu?

Veriyor ki orada Allah’a sığınsın, Resulullah’a sığınsın, Rabıtasına sığınsın.

Çünkü Cenabı Hak bizden bunu istiyor, “kulum her halinde bana sığın”, diyor.

O zaman aşık da ne buyuruyor;

                  Ben anladım  işim bitmez

                  Sana yalvarmadan gayri

Ama bizim yalvarmamıza sebep ne olacak? Biz hem avamız, hem de müptedi, irade sahibiyiz.

İşte ifade ettik ki; mesela bizim ferahlığımız, bizim rahatlığımız, bizim geniş günlerimiz var, bizi gaflete düşürür.

Bizim dar günlerimiz bizi ayıltıyor, biz dar günlerimizde ancak Allah’a yalvarıyoruz, Peygamber efendimize, mürşidimize yalvarıyoruz.

 İşte onun için burada;

                 Kakıyıp döğerse artır hubbunu           

                 Sevdiği deriyi çok çiğner debbâğ        

                 Türlü türlü renklere boyar anı

          Taşlara çalar ta olunca dibâğ 

Dabakçı vardır, derileri ıslah eder, derileri ıslah eden bir sanatkardır. Ona deriler geldiği zaman, içlerinde gözü tuttuğu bir deri varsa onu özel yapıp kendine ayırır. Ona daha fazla zahmet çeker, uğraşır. Ona daha fazla eziyet ediyor, aletleri ile eziyor, uğraşıyor, ilaçları ile boyaları ile ona çok fazla eziyet ediyor.

İşte bizim tarikatımız şeriat tarikatıdır. Dikkat edin şeriatımız;  “emri bil maruf ve nehyi anil münkerdir”

 

Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi1
Bugün Toplam119
Toplam Ziyaret225013
Hava Durumu
Takvim
Site Haritası