126
Hakîkat şehrinde bir güzel gördüm
Bir göreni göremedim ne çâre
Sevdâ-yı aşkından yanıp kül oldum
Bir bilen yok soramadım ne çâre
Bir zamân bekledim Leylâ dağını
Bir zâman bekledim gül budağını
Bir zamân bekledim yâr otağını
Vâsıl-ı yâr olamadım ne çâre
Andelîbin işi âh u zâr olur
O nasıl güldür ki tezce hâr olur
Bir gönül kul olur gâh hünkâr olur
Ben bu sırra eremedim ne çâre
Bir gülün ki hârı vardır yâr demem
Kansız dîdelere âh u zâr demem
Yüzünü görmeden yârim var demem
Ben bu yâri bulamadım ne çâre
Niceleri yâr der gönlü binâda
Niceleri yâr der gönlü zinâda
Nicesinin gönlü bey' ü şirâ'da
Bu yâr kimdir bilemedim ne çâre
Duydum ki yârimin yeri Kâf imiş
Dillerde söylenen kuru lâf imiş
Aslını sorarsan "nûn" u "kâf" imiş
Pâyine yüz süremedim ne çâre
Meded Pîr-i Sâmî bir gör hâlimi
Bu Sâlih'e çok ettiler zulümi
Aç vuslat perdesin göster gülümi
Çok ağladım gülemedim ne çâre
127
"Hû" deyip devrâna geldim bu cihâne çâre ne
Çok zamândır hâdim oldum ben bu hâne çâre ne
Dört anâsırla mürekkeb mâyemiz derttir bizim
Hicr ile döndü elif kaddim kemâne çâre ne
Arayıp "yüz elli" de "yüz üç" makâmın bulmuşam
Anın için düşmüşem âh u figâne çâre ne
"Otuz iki"nin "otuz iki" kapısı vardurur
Otuz iki hâdimi var hâricâne çâre ne
Hem otuz iki hükümdâr her tarafta hükm eder
Hizmeti zordur buların sâdıkâne çâre ne
Olmadı dil şehri aslâ mekr-i tûfândan halâs
Girmedi asla sefînem bahr-i âne çâre ne
Bu cihan halkını gördüm cümlesi hizmettedir
Her birini gezdiribdir âb u dâne çâre ne
Gel hakîkatle nazar kıl bu cihânın halkına
Cümlesinin dirliği ceng ü cidâldir çâre ne
"fakrî fahrî" ihtiyâr et sen sana gel ey gönül
Gel Hak'ı sen sende bul gitme yabane çâre ne
Gir muhabbet âlemine giy melâmet hırkasın
Halkı koy desin sana olmuş dîvâne çâre ne
Her kazâ çevgânına karşı duran bir ben miyim
İşte geldim âhiri dârü'l-emâne çâre ne
Ma'şûkun cevri tükenmez hem belâsı âşıkın
Dûd-ı âhım erdi heft-âsumâne çâre ne
Halk-ı âlem cümlesi mir'âtım olmuştur benim
Seyr ederim her taraftan yane yane çâre ne
Her ne var a'lâ vü esfel hep sıfâtımdır benim
Ger akıllı ger dîvâne câhilâne çâre ne
Bir acâib bahre düştüm âbı yok tûfânı çok
Gelmişim ihlâs ile sen keştibâne çâre ne
Pîr-i Sâmi gibi şâha eylemişem bîati
Girmişem dergâh-ı pîre âşıkâne çâre ne
Gel yeter ağlatma şâhım bu zaîf bî-çâreni
Ağlamaktan eşk-i çeşmim döndü kane çâre ne
Darb-ı bahrân târih-i tevellüdüm olmuş benim
Müddet-i ömrüm erişti şimdi câne çâre ne
Sâlihem senden murâdım "fakrî fahrî" dir benim
Yok huzûr ile yüzüm varam dîvâne çâre ne
128
Mâlikimin mülküne mihmân oluram kime ne
Sâni'in sun'un görüp hayrân oluram kime ne
Gâh oturup derd evinde beklerem Eyyûb gibi
Dost yolunda cân verip kurbân oluram kime ne
Gâh olur perrende-vârî seyr ederem âlemi
Gâh durup bir kûşede pinhân oluram kime ne
Gâh firâk-ı hasret-i yâr ile mahzûn oluram
Gâh açılıp gül gibi handân oluram kime ne
Gâh oluram çok muhannet bir megesten korkaram
Gâh olur ki bir kagan arslan oluram kime ne
Gâh olur eğnime şâldan giyerem atlas harîr
Gâh olur ki soyunup uryân oluram kime ne
Gâh Nesîmî-veş bu cismim cildini üzdürürem
Her belâ çevgânına kalkan oluram kime ne
Ümmîyem ben zerre denli ilme yoktur tâkatim
Gâh olur ilm ile bî-pâyân oluram kime ne
Gâh giderem halk içinde lâübâlî söylerem
Gâh huzûr-ı pîre varıp fân'oluram kime ne
Gâh girip bâzâr-ı aşk içre oluram muhtesib13
Hakkı bâtıldan seçip irfân oluram kime ne
Gâh olur ehl-i cehennem yakaram bu âlemi
Gâh behişte hûrî vü gılmân oluram kime ne
Gâh girip zindân içinde beklerem Yûsuf gibi
Mısr-ı dilde gâhi de sultân oluram kime ne
Gâh gönül bahri coşup ağzım döker dürdâneler
Gâh olur bildiklerim nisyân oluram kime ne
Pîr-i Sâmî şeyhimizdir ben bir ednâ Sâlihem
Sâyesinde vâsıl-ı cânân oluram kime ne
129
Bir kimseye kim yâr ola tevfîk-i hidâyet
İrfân ile deryâ oluben kalbi coşar da
Gönlünde tulû' eyler anın aşk u muhabbet
Görün nice mahbûb-ı Hudâ var bu beşerde
Sevdim seni seydâ-yı cihân hayır ve şerde
Bir yerde ki gül yoktur o gülşâneye varmam
Hem sohbet-i pîr olmadığı hâneye varmam
Aşk ehlinin ahvâlini pervâneye sormam
Âşık olanın ciğeri yanar da pişer de
Sevdim seni seydâ-yı cihân hayır ve şerde
Bu girye-i nâlânıma kıl merhamet ey şâh
Pek güç bulunur sen gibi bir ârif-i billah
Öğmüş de yaratmış seni Ol Hazret-i Allah
Görün nice mahbûb-ı Hudâ var bu beşerde
Sevdim seni seydâ-yı cihân hayır ve şerde
Ey zühd ile veren bana tebşîre-i cennet
Biz münkir-i Mevlâ değiliz nâra ne minnet
Âşık olanın maksûdu matlûbesi rü'yet
Görün nice mahbûb-ı Hudâ var bu beşerde
Sevdim seni seydâ-yı cihân hayır ve şerde
Göster bana sensiz yeri ey Hazret-i Mevlâ
Bir yerde ki sen varsın o yer hep bana me'vâ
Aşkını vezîr eyledi gör hüsnünü Leylâ
Görün nice mahbûb-ı Hudâ var bu beşerde
Sevdim seni seydâ-yı cihân hayır ve şerde
Kim şeyhini Hak bilmedi Hakk'ı dahi bilmez
Yok eylemeyen varını maksûduna ermez
Sâmî gibi bir âşık-ı Yezdân ele girmez
Görün nice mahbûb-ı Hudâ var bu beşerde
Sevdim seni seydâ-yı cihân hayır ve şerde
Sâlih tutagör sıdk ile sen dâmen-i Pîri
Bu asrın Odur kâmili hem kutbu emîri
Hem şehr-i hakîkat ilinin mâh-ı münîri
Görün nice mahbûb-ı Hudâ var bu beşerde
Sevdim seni seydâ-yı cihân hayır ve şerde