YAYLA ZAMANI
Kar eriyip, mevsim bahar olunca
Köy göçü çekerdi, yayla zamanı
Çıkmış çiğdem çiçek, üç gülle yonca
Küçük Göl başkadır, yayla zamanı
Kırlangıç, yuvayı yapmış bacaya
Çekirgeler, ritim tutmuş geceye
Kurbağa ötüşü, ahenk heceye
İnsan bir hoş olur, yayla zamanı
Serdim kepeneği halis keçeden
Seyrederdik gölü, kızıl tepeden
Allı turnalar, gökte gezerken
Pek hoş görüntüsü, yayla zamanı
Duyulan nağmeler, içimi yakar
Şu şehir havası, insanı sıkar
Yabanın yavşanı, kekiği kokar
Zevkine doyulmaz, yayla zamanı
Tandır gömbesinin, doyumsuz tadı
Kese yoğurdundan, yapsak ayranı
Tereyağlı pilav, kuru soğanlı
Yemesi hoş olur, yayla zamanı
Bizim oralarda gezdin mi bilmem?
Kepezde kengeri, kazdın mı bilmem?
Sap çekip, düveni sürdün mü bilmem?
Çok güzel olurdu, yayla zamanı
Küçük Göl-Bahadırlı, yolun yarısı
Şu İhsan Yücel’in, yazlık villası
İnsansız yaylamın, gözlem odası
Dinlendirir bizi, yayla zamanı
Meran çok güzeldi, yok idi eşin
Bu gün yarın derken, geçiyor yaşım
Yüce dağlar gibi, dik durur başım
Gitmezsin gönlümden, yayla zamanı
Hamit ERDOĞAN
Not: Aynı duyguları paylaşmamız, aynı yayladan olmamız vesilesiyle, bu şiiri yazmaya çalıştım. İhsan YÜCEL abime hatıra olsun…
Hamit ERDOĞAN, hocamızın babam İhsan Yücel'e hatıra ettiği ve çok beğendiğim bu şiirini, kişisel web siteme eklemek istedim. Ahmet Yücel