Buyuruyorlar ki:
"Mürit, hâli, fiili, ameli, ile terakki eder."
Bir de mürit dört harften ibarettir:
1. Mim. 2. Ra. 3. Ye. 4. Dal.
Mim'den mânâ : Peygamber Efendimize olan muhabbettir. Çünkü :
Muhabbetten Muhammed oldu hâsıl
Muhammed'siz muhabbetten ne hâsıl
...
Muhabbetten murad ancak Muhammed hâsıl olmaktadır
Muhammed'den murad şahım visâle vâsıl olmaktır.
Bu ne ? Cenâb-ı Hakk buyuruyor ki:
"Habibim ben seni muhabbetimden yarattım. Sevgimden yarattım. Habibim seni seven beni sever. Seni sevmeyen beni sevemez."
Bunlar hep hadise dayanıyor. Demek ki burada Mim'den manâ müridin Peygambere, Allah'a olan muhabbetidir. Meşâyih'e de olan muhabbetidir. Allah'a, Resulullah'a olan muhabbetse: Kul Ru'yetullah'a neyle mazhar olur? Ancak Resulullah'ın muhabbeti ile mazhar olur.
Mürit'te üç şart:
1. Dâimâ vücudu abdestli, 2. Lokmada ihtiyat, 3. Hıfzı nispet
Bir de mürit, hâli, fiili, ameli ile terakki eder. Fiiliyatı müridin irâdesine bağlanmış. Hâl ise irâdenin dışında kalmış. Onun için "hâlinizi düşünmeyin, fiilinizi düşünün" buyuruyor büyüklerimiz.
Amellerimiz: Emr olunan ibadetimiz ve tarîkattaki hizmetimizdir.
Fiiliyatı: Yaşantısı, sözleri, konuşması, alması, vermesi. Hep bunları kitaba, sünnete tatbik edecek.
Hâli: İrâdenin dışında kalmış. Basıt hali, kabız hali veyahut da onda olan meşakkatli, mihnetli günleri. Bir de sefâlı, sürûrlu günleri. Bir de müridin kalbinde tecelli eden kabız hâli, basıt hâli var. Kabız hâli sıkıcı bir hâl. Elinde değil, gelir. Basıt hâli ise müridin çok ferah, rahat olduğu zamanlardır. Bunların ikisi de gelir, gider.
"Gam gelmez dememişler. Gam eğlenmez demişler."
Bunlar büyüklerin kelâmları, emirleri.
Bir de buyuruyorlar ki:
"Fikir, şükür, zikir ile mürit terakki eder."
Şükür nimetini artırır. Allah onu müslüman halk etmiş. Allah onu habibine ümmet etmiş. Allah ona Peygamber vârisi olan velileri tanıtmış. Sevdirmiş. Buna şükredecek.Çok şükredecek ki nimeti artsın. Cenâb-ı Hakk öyle buyurmuyor mu?
"Kulum nimetinin kıymetini bilirse Biz onun nimetini artırırız. Bilmezse onun nimetini elinden alırız."
Şükür, demek ki nimetimizi artırır.
Fikir de bizi tarik-i müstakîmden ayırmaz. Her sözümüzü düşünerek söylersek. Şeriatımıza, tarîkatımıza uygun mudur? Değil midir? Uygunsa söyle. Değilse söyleme. Her işimizi düşünerek yaparsak tarik-i müstakimden ayrılmayız. Peygamber Efendimizin buyurduğu gibi:
"Bu hattan ayrılırsanız, ayrıldığınız o hatların her birinin başında bir şeytan var. Helâk olursunuz."
Bu da nedir? Zamanımızda bid'atlar artmış. Biz mümkün olduğu kadar bid'atlardan kaçınalım. Sünnetleri işlemeye bakalım.