EFENDİM
27 Ramazan 1418'de Hâkk'a yürüdün
Şimdi hangi ihvan dayanır bu ayrılığa?
Geldin ağlattın Kulu'ya
Gittin ağlattın Mevlâ'ya.
Hayır efendim hayır
Yas değil bizim bu hâlimiz
Anadan, babadan daha şefkatliydin bize
Hem öksüz, hem yetim kaldık şimdi biz.
Gözümüz gönlümüz ağlıyorsa eğer
Sadrımıza ektiğin aşk ateşindendir.
Firakımız büyük, hüznümüz büyük
Efendim sen ölmedin, ölemezsin.
Bizim firakımız, efendim senin yâre vuslatın
Vasıl-ı yâr oldu, hazreti Abdurrahim Reyhan.
Mevlâm bizi ayırmasın, Reyhan'ın yolundan
Şefaatini taleb ederiz biz hazreti Reyhan'dan.
Ya Rab'bi, sana lâyık kul olamadım
Habibine lâyık bir ümmet olamadım
Reyhan hz.ne lâyık ihvan olamadım
Yine de Reyhan katında ihvan adım
Hz. Habibin katında ümmettir adım
Rabbim katında günahkâr kul adım.
Efendim demiştim bu Cuma gecesi, kalbimden
Kalbim katılaştı, ağlayamıyorum bilmem neden
O gece terki diyâr eyleyip, gitmişsin dünyadan
Kalblerimiz ağlıyor, şimdi sana derinden.
Asla yas değil bizimki, Sen Hâkka kavuştun diye
Sadrımıza ektiğin aşkı muhabbettir bu diye
Gözümüz, gönlümüz ağlıyor bizim efendim
Öksüz, yetim kaldı cemi ihvan diye diye.
Hangi ihvan dayanır bu ayrılığa
Geldin ağlattın, gittin ağlattın
Birgün olur biz de geliriz
Vasıl-ı Reyhan oluruz biz.
Bir dileğim var benim efendim
Sana lâyık bir evlat olmaktır
Vesileyi şehadetle, huzuruna varmaktır.
Ey efendim vuslâtın yaktı bizi
Vuslâtın değil, firâkın yaktı bizi
Ateş, nâr yakmaz, yakamaz bizi
Firâkın acısı yaktı hepimizi.
Hangi ihvan dayanır sensizliğe?
Geldin ağlattın, gittin ağlattın.
Kalbimdeki boşluk seninle dolmuştu
Aşkı, muhabbeti sen vermiştin
Hâkkı, habibini sen sevdirmiştin.
Bizim sevgimiz nedir, senin sevgin yanında
Sen bizi canından çok sevmiştin
Cümle ihvanın sevgisini toplasam
Senin ihvana sevginin yanında
Deryada bir katre değil midir?
Seven sevgiliye kavuştu
Sevenden can isteyen sevgili olur mu?
Canından geçemeyen seven olur mu?
Şeb-i Aruz senin içindir efendim
Birgün olur bizde vasılı Reyhan oluruz.
Tez çağır efendim, vuslâta erelim
Hasretine yürek dayanmıyor efendim.
Ağlamamak elde değil, değil
Ağlarız, ağlayacağız efendim
Ağlamak ta bir büyük nimet
Bir büyük nimet yolun efendim
Çok büyük nimet yolun efendim.
Katı kalblerimizi Sen yumuşattın
Gittin O sevgili dostuna gittin
27 Ramazan 1418 gece yarısı
Dost dost gel dedi, seni istedi efendim
Bizi öksüz, yetim bırakıp gittin
Ağlamamak elde değil, değil efendim.
Kılıç kınından çıktı, seven sevgiliye gitti
İhvan Erzincan'a, efendim Hâkka gitti,
Senden önce ömrüm hep boşa gitti.
Rabbimi seninle bildim
Habibinin yoluna seninle girdim
Peygamberimi sen sevdirdin
Dostumu, düşmanımı sayende bildim
Seni Rabbimle, hep Rabbimle bildim efendim
Vuslâtında önce de, sonra da Rabbimleydin efendim.
Hâk'tan alıp, halka veren sensin
Halkı alıp Hâkka götüren sensin
İhvan Abdullah nasıl öder senin hakkını?
Senin hakkın ödenir mi efendim?
Kutbul zaman, kutbul aktab sendin
Cemi ihvanın sadrına aşkı sen ektin
Birgün olur biz de vuslâta ereriz
Birgün gelir vasılı Reyhan oluruz biz
Allah bizi yolundan ayırmasın efendim
Şefaatine bizi nâil eylesin EFENDİM.
28 Ocak 1998, 23.15
Abdullah İHVAN